Oracle VM VirtualBox Debian 10 Tam Ekran (Oracle VM VirtualBox Debian 10 Full Screen)

VirtualBox Guest Additions Debian 10 Kurulumu

VirtualBox üzerine kurulu Dedian 10 İşletim Sistemi yüklü makinamızı açıyoruz. Terminal ekranında root yetkilerine sahip oluyoruz.

su -

daha sonra işletim sistemini update işlemini yapıyoruz.

apt update
apt upgrade

Yükseltme işlemine yeni bir Linux çekirdeği yüklüyse, Debian 10 Sanal Makinayı yeniden başlatmanız gerekir. Bundan sonra, çekirdek modülleri oluşturmak için gerekli paketleri yüklemek için aşağıdaki komutu çalıştırın.

apt install build-essential module-assistant dkms

Yukarıdaki paketler kurulduktan sonra, Debian 10 sisteminizi, aşağıdaki komutla yapılan çekirdek modülünü oluşturmaya hazırlayın.

m-a prepare

Ardından VirtualBox penceresinde, Aygıtlar> Misafir Eklentileri CD kalibını yerleştir seçilir.

Çalıştır düğmesini tıklattığınızda, CD görüntüsü /media/cdrom/ dizinine bağlanır. /Media/cdrom/ dizini altında VboxLinuxAdditions.run adlı bir kabuk betiği vardır. Bu komut dosyasını çalıştırın (root yetkisi ile).

sh /media/cdrom/VBoxLinuxAdditions.run

Yükleme bittik den sonra işletim sistemi yeniden başlatılır.

shutdown -r now

Bu eğitim Debian 10 VirtualBox eklentilerini kurmanıza yardımcı olmuştur.

“Bunun nedeni CredSSP Şifreleme Oracle düzeltme Olabilir” hatası çözümü

Windows 10 İşletim Sisteminde her güncellemeden sonra düzeltilmesi gereken sorunlardan sonra hatalarda meydana gelebilmektedir. Bu hatalardan bir tanesi de Microsoft Remote Desktop bağlantısı yaparken CredSSP şifreleme Oracle hatasıdır. Aşağıdaki adımları izleyerek sorun çözümüne ulaşabilirsiniz.

Windows 10 RDP bağlantısından alınan hata

Sorunun Çözümü (Görsel Çözüm)

Gpedit i çalıştırın.
Başlat => Çalıştır => gpedit.msc
veya  Windows tuşu + R enter yapın. gpedit.msc yazın

Açılan Pencerenin sol kısmından  Yerel Bilgisayar İlkesi => Yönetim Şablonları => Sistem menüsünü seçin.

İster sağ kısımdan isterseniz Sistem menüsü altından “Kimlik Bilgileri Yetki Aktarımı” nı açın.

Şifreleme Oracle Düzeltme alanına çift tıklayın.

Açılan Pencerede Etkin seçiniz ve Korumu Düzeyini Savunmasız seçin ve tamama tıklayın. 

Sorunun Çözümü (Regedit)

Başlat – Çalıştır – regedit Enter tuşuna basalım.

Sistem kayıt defterinde muhtelemen belirttiğim dosyayı bulamayacaksınız. Ama varsa “AllowEncryptionOracle” Değerini 2 yapın.

Regedit’e girdikten sonra üstteki

Bilgisayar\HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows\CurrentVersion\Policies

SystemCredSSPParameters Alanına kadar gelin yada hiç uğraşmadan kopyalayıp direkt yapıştırabilirsiniz.

Windows 10 Home İşletim Sistemi Kullanıyor iseniz

“Regedit’te de CredSSP yolunu bulamadım ?”

Sorun değil! Kendi reg dosyamızı  oluşturabiliriz.

Bir tane not defteri açın.

Başlat => Çalıştır => notepad

Yada Masaüstünde Sağ Tık=>Yeni=> Metin Belgesi

Windows Registry Editor Version 5.00

[HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows\CurrentVersion\Policies\System\CredSSP]

[HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows\CurrentVersion\Policies\System\CredSSPParameters]
"AllowEncryptionOracle"=dword:00000002

Üstteki kodu yapıştırın ve dosyayı farklı kaydet seçin. Dosya adı önemli değil ama uzantısı .reg olmalı.

Örnek: uzak-masaustu.reg

Daha sonra kaydettiğimiz dosyayı çift tıklıyoruz ve gelen uyarıya evet diyoruz.
İşlem bu kadar.

Windows Uzak Bağlantı “Bir Kimlik Doğrulaması Oluştu.”

Özellikle Windows 8.1 tabanlı bir bilgisayara bağlanmaya çalıştığımda aşağıdaki hatayı alıyordum.

uzak_masaustu_1

Bir kimlik doğrulaması hatası oluştu. Yerel Güvenlik Yetkilisi ile bağlantı kurulamıyor.

An authentication error has occured. The Local Security Authority cannot be contacted.

Çözüm için bağlanmak istediğiniz bilgisayarın regedit’i üzerinde aşağıdaki değişikliği yapmanız gerekiyor.

HKEY_LOCAL_MACHINE\SYSTEM\CurrentControlSet\Control\Terminal Server\Winstations\RDP-tcp

içerisinde

security_layer

SecurityLayer” anahtarını bulup “1” olan değerini “0 (sıfır)” olarak değiştirmeniz gerekmektedir.

Yukarıda yapılan işlemlerden sonra halen aynı hatayı alıyor iseniz aşağıdaki adımları yapmanız gerekmektedir. Uzak Masaüstü ayarlarına girip Uzak sekmesinden “Yalnızca Uzak Masaüstü’nü Ağ Düzeyinde Kimlik Doğrulama ile çalıştıran bilgisayarlardan yapılan bağlantılara izin ver(önerilen)” seçeneği kaldırıp tekrar bağlanmayı deneyiniz.

Sorununuz düzelecektir.

uzak_masaustu_2

 

Tek pille 15 yıl çalışan cep telefonu

Akıllı bir telefon yerine şarjı uzun giden bir telefona ihtiyacınız varsa SpareOne tam sizlik…

İSTANBUL – Telefonlar akıllandıkça şarj süresi kısalır oldu. Birçok kullanıcı, olur olmadık zamanlarda telefonlarını kullanamamaktan muzdarip. Bu sıkıntıyı önlemek için bir çözüm var üstelik vaadi oldukça iddialı. Xpal Power tarafından geliştirilen SpareOne adlı telefon, tek bir AA pille tam 15 yıl çalışabiliyor.

Bunu yapabilmesini sağlayan en önemli şey şüphesiz kullandığı Energizer Ultimate Lithium L91 pil. Telefonun tam orta yerine yerleştirilen pil, normalde ekran olması gereken yerdeki pencereden bakıldığında da görülebiliyor.

Telefonun ekranı ve pil kullanımını artıracak onun gibi hiçbir ekstra özelliği ve bağlantısı yok. Yanlızca telefon etmeye yarıyor.

ACİL DURUMLAR İÇİN
Asıl geliştirilme amacı ise acil durumlarda kullanılması. 10 saat konuşma süresi sunan telefon, yapılan aramalarda telefon numarası bilgisinin yanında konum bilgisini de karşı tarafa gönderiyor. Bu sayede herhangi bir ihtiyaç anında yerinizin tespit edilmesi kolaylaşıyor.

SpareOne üzerinde microSIM kart yuvası bulunuyor. SIM kart takılmamış olsa dahi telefonla acil aramalar yapılabiliyor. Bu çeyrekte piyasaya çıkması beklenen telefonun fiyatının 50 dolar olması bekleniyor. (Log)

Alıntı : NTVMSNBC
http://www.ntvmsnbc.com/id/25313747/

 

Anonymous Facebook’a saldıracak

Protestocu hacker grup Anonymous, 28 Ocak’ta Facebook’a bir saldırı düzenlemeyi planlıyor.

İSTANBUL – Anonymous Mark Zuckerberg’in SOPA’ya karşı tutumunu eleştirdiği için Facebook’a saldıracağı konuşuluyor.

Grup, YouTube’de paylaştığı videoda, interneti sansürleme girişimi olan SOPA ve PIPA yasalarının şimdilik kongre tarafından ertelense de insanların internete özgürce erişiminin hâlâ tehlikede olduğunu öne sürerek destekçilerini Facebook’a saldırmaya davet etti.

SEBEP ZUCKERBERG’İN TUTUMU
Bilgi Çağı’nın haberine göre; “Dünyanın en büyük ve ilk resmi siber savaşına katılmak ister misiniz?” sorusunu soran Anonymous neden hedefine Facebook’u aldığını açık açık belirtmiyor. Ancak bu yine CEO Mark Zuckerberg’in SOPA’ya karşı tutumuna bağlanıyor.

Zuckerberg’in SOPA ve PIPA’ya karşı olduğunu uzun süre dillendirmemesi ve Facebook’un nihayetinde Amerikan şirketi olması nedeniyle Anonymous’un saldırıya geçeceği tahmin ediliyor.

Videoda kullanıcılara Facebook gibi dev sitelere saldırmanın zorluğundan bahseden grup, yine de bunun mümkün olduğunu talimatlarla anlatıyor.

Alıntı : NTVMSNBC
http://www.ntvmsnbc.com/id/25316315/

Siz sildiniz Facebook hala silemedi

Kullanıcıların üç-dört yıl önce profillerinden çıkardığı fotoğrafların, hala Facebook’un sunucularında saklı olduğu ortaya çıktı.

Ars Technica sitesinin geçtiğimiz hafta değindiği konu üzerine, Fecebook Cuma günü bir açıklama yaparak, “kullanıcıların profillerinden kaldırdığı fotoğrafların birçoğunun hala eski sunucularında bulunduğunu” itiraf etti.

Dünyanın en büyük sosyal medya ağı, “site içeriğinden anında siliniyor olsa da, kullanılan eski sistemin yavaşlığı nedeniyle fotoğrafların sunuculardan kaldırılmasının üç yılı bulabildiğini” açıkladı. Şirket, siteden kaldırılan içeriğin sunuculardan silinmesi sürecini hızlandırmak için yeni bir sistem üzerinde çalıştıklarını belirtti.

Kullanıcılar, yıllar önce sayfalarından sildikleri fotoğraflara, fotoğrafların linklerini kaybetmedikleri sürece hala erişim sağlayabilir.

FOTOĞRAFLAR HİÇBİR ZAMAN KAYBOLMUYOR
Ars Techica, silinen fotoğraflara, fotoğrafın linki kullanılarak erişim sağlanabildiğini ilk olarak 2009 yılında ortaya çıkardı. Silinen fotoğrafların kaybolmadığı bilgisi, eski çalışanlarının intikamından çekinen, bir aile sorunun önününe geçmek isteyen veya yakınlarının izni olmadan fotoğraf yükleyip sonradan bu fotoğrafları silen kullanıcıları endişelendirdi.  Facebook, konuya dikkat çekilmesi üzerine “fotoğrafların içerik dağıtım ağından (CDN) kaldırılmakta olduğunu” açıkladı.

Ancak bir yıl sonra fotoğraflara linkleri aracılığıyla erişim sağlanabildiği anlaşıldı. Dahası, bu sorun bugün de devam ediyor. Mağdur duruma düşen kullanıcılardan teknoloji sitelerine mail yağıyor. ABD’li bir kullanıcı Ars Technica’ya attığı mailde, “çocukluğundan kalma çıplak bir fotoğrafı arkadaşının kendisinden izin almadan Facebook’a yüklediğini, ardından bu fotoğrafı Mayıs 2008’de sildiğini ancak bugün hala fotoğrafa linkini kullanarak erişim sağlayabildiğini” ifade etti.

FACEBOOK: SİLMEYE ÇALIŞIYORUZ
Facebook, tekrar gündeme gelen konu hakkında sayısız şikayetle karşı karşıya. Şirket sözcüsü  Frederic Wolens, “CDN sistemindeki fotoğrafları silmesi için kullandığımız eski sistem tüm fotoğrafları silmemiş” derken şu ifadeleri kullandı:

“Facebook ara yüzünden kaldırılan fotoğrafları sunuculardan 45 gün içinde silecek yeni sistem yakın zamanda hayata geçecek… Eski sistemin silmediği az miktardaki fotoğrafta bu sistemle silinecek. Yeni sistemin iki ay içinde hayata geçmesini bekliyoruz” dedi.

Analistler, yıllardan beri gündemde olmasına rağmen önüne geçilmeyen sorunun, birkaç ay içinde halledileceği sözünü pek inandırıcı bulmadı.

Alıntı : NTVMSNBC
http://www.ntvmsnbc.com/id/25319763/

50 milyon kullanıcının verileri silinecek

ABD’li yetkililer, 21 Ocak tarihinde kapatılan dünyanın en büyük dosya paylaşım sitesi Megaupload.com üyelerine ait verilerin iki hafta içinde tamamen silinebileceği uyarısı yaptı. Sitenin avukatları ise kullanıcılara ait verilerin silinmesinin, Megaupload’un mahkemede kendisini savunmak için gereken bilgileri kaybedeceği anlamına geldiğini belirtti.

ABD Adalet Bakanlığı, telif hakkı sahiplerini 500 milyon dolar zarara uğrattığı suçlamasıyla Megaupload’un kurucusu Kim Dotcom (Schmitz) ve sitenin yedi operatörü için yakalama emri çıkartmıştı. Yeni Zelanda’da gözaltına alınan ve kefaletle tahliye talebi reddedilen Dotcom, 50 yıl hapis cezası alabilir. ABD’li yetkililerin yarından itibaren site üyelerinin verilerini silmeye başlayabileceklerini açıklaması ise milyonlarca üye arasında endişeye neden oldu.

Megaupload avukatları, milyonlarca film, müzik ve diğer dosyaların yasa dışı olarak paylaşıldığı suçlamasıyla erişimi bloke edilen sitede, kullanıcılarının da şahsi verilerinin bulunduğunu belirtti. Avukat Ira Rothken, megaupload’un veri depolanması için başka şirketlerle anlaştığını, ancak ABD hükümetinin megaupload’a ait kaynakları dondurması nedeniyle, kullanıcıların aile fotoğrafları dahil milyonlarca dosyasını saklayan şirketlere ödeme yapılamadığını ifade etti.

VERİLER SİLİNECEK
ABD’li yetkililer, Megaupload’un verilerini depolayan Carpathia Hosting ve Cogent Communications Group şirketlerine ödememe yapılmaması halinde, söz konusu şirketlerin yarından itibaren kullanıcılara ait verileri silmeye başlayacağını ifade etti.

Wall Street Journal’a konuşan Megaupload avukatı Rothken, “kullanıcı verilerine tekrar erişilebilmesi adına veri depolama maliyetlerinin karşılanmasının tamamen hükümetin vereceği karara bağlı olduğunu ve bir anlaşmaya varmak konusunda hala iyimser olduklarını” ifade etti.

ABD Adalet Bakanlığı’ndan bir yetkili ise “avukatların ve megaupload üyelerinin dile getirdiği endişelerin çok önemli olduğunu, savcıların teknik sorunlar hakkındaki başvuruları çok titiz bir şekilde inceleyeceğini” söyledi.

Bu açıklamaya rağmen, Carpathia Hosting ve Cogent Communications Group yetkilileri hafta sonunda Adalet Bakanlığı’na gönderdikleri mesajlara cevap alamadıklarını belirtti.

Rothken, verileri silinme tehlikesiyle karşı karşıya olan en az 50 milyon Megaupload kullanıcısı olduğuna dikkat çekti. Kullanıcılara ait verilerin Megaupload’u mahkemede savunmak adına büyük önem taşıdığını vurgulayan Rothken, “ABD hükümeti ve megaupload olarak tüketici haklarını savunmak adına işbirliği yapabileceğimize inanıyorum” dedi.

WIKIPEDIA PROTESTOSU SONU OLDU
Megaupload’ın merkezi Hong Kong’da bulunuyor. ABD’li yetkililer, şirketin kiraladığı bazı serverların Virginia eyaletinde bulunmasından dolayı hukuki işlem yapabileceklerini savunuyor. Megaupload kurucusu Kim Dotcom, ABD’nin yakalama emri çıkarmasının ardından Yeni Zelanda’daki malikanesinde gözaltına alımıştı.

Bedava internet ansiklopedisi Wikipedia, 20 Ocak’ta ABD hükümetinin çıkarmaya hazırlandığı SOPA (Online Korsanlığı Durdurma Yasası) ve PIPA (Fikri Mülkiyeti Koruyun) yasa tasarılarını protesto etmek için bir günlüğüne sayfasını karartmıştı. Megaupload, küresel alanda destek gören bu protestonun ardından ABD’li yetkililerin bloke ettiği ilk önemli dosya indirme sitesi oldu.

Alıntı : NTVMSNBC

Tarihteki ilk bilgisayar şifresi

Tarihteki ilk bilgisayar şifresi, ilk şifre hızrsızlığı ve bitmeyen şifre dertleri… Her ne kadar angarya olduklarından dolayı sevmesek de her gün onlarca şifreyi hatırlamak zorundayız. E-posta, tweet göndermek ya da yemek siparişi vermek istediğimizde bile şifrelere bağımlıyız. Eminiz ki siz de her gün şifresini unutan ya da yanlış yazan milyonlarca insandan birisiniz. Hatta şanssızsanız kötü korunan bir sistemden şifreniz bile çalınabilir. Peki bunca dert için kimi suçlamalıyız? İlk bilgisayar şifresini kim icat etti?

Tıpkı tekerleğin icadı gibi, şifrelerin de icadı tarihin tozlu sayfalarında gizli: İlk şifreyi Romalılar kullanmıştı. Peki ya ilk bilgisayar şifresi ne zaman ortaya çıktı?

Bunun için 1960′lı yılların ortalarına dönüyoruz, Massachusetts Teknoloji Enstitüsündeki (MIT) araştırmacıların, CTSS olarak anılan büyük zaman-paylaşma bilgisayarını kurduğu zamanlara… İşin can alıcı yanı, o günlerde bile şifreler kullanıcılarını korumayı becerememişti. Teknoloji değişti, peki ya şifreler? Sanmıyoruz…

“Şifreler sadece kafası çalışmayanlara güzel”

Wired’ın iletişime geçtiği bilgisayar tarihçilerinin çoğu, ilk şifrelerin MIT’nin CTSS’inden gelmiş olması gerektiğini söylemiş. Bilgisayar meraklıları arasında ünlü olan CTSS, bugünkü bilgisayarların ve uygulamaların çoğunun yapı taşı ve öncüsü olmuştur. Örnek vermek gerekirse, e-posta, sanal makineler, anında mesajlaşma ve dosya paylaşımı bunların başta gelenleri.

1960′lı yıllarda CTSS projesini yöneten Fernando Corbato, şifre konusunu üstlenmekten çekiniyor; “Eminim ki bu mekanizmanın ataları vardır” diyor. 1960 yılında 30 milyon dolar para harcanarak -o devirde bu paraya bir ticari jet uçağı alınabiliyordu- yapılan ve CTSS’yi alt eden IBM’in Sabre biletleme sistemiyle ilgili IBM’le iletişime geçmeye çalışmış Wired, fakat oradan da kesin bir sonuç alamamışlar.

Corbato’ya göre MIT’de bile hackerlar sınırlarını aşıp yapabilecekleri her şeyi yapıyorlardı. Şifreler sadece kafası çalışmayanlara güzel görünüyordu. “Asıl problem, çoklu kullanıcılar tarafından kullanılan çoklu terminaller kuruyorduk fakat her kullanıcının kendine özel dosya seti vardı. Her kullanıcıya kilit için bir şifre koymak çok kolay bir çözüm gibi görünüyordu” diyor Wired’a.

Kaynakları şifrelerle doldurmak 60′lara döndüğümüzde, Cornell Üniversitesi’ndeki bir bilgisayar bilimi profesörü olan Fred Schneider’e göre başka yollar da vardı. CTSS elemanları şifre yerine bilgi-temelli kimlik denetleme sistemi de kullanabilirlerdi. Bilgisayar kişiye, başkası tarafından bilinemeyecek bir şey sorabilirdi, mesela annenizin kızlık soyadı…

“Fakat bilgisayarcılığın ilk günlerinde, şifreler diğer alternatiflere nazaran daha ufak ve kolay depolanabilirdi” diyor Schneider. Bilgi-temelli bir sistem “kişi hakkında belli miktarda bir bilgi depolamalıydı ve kimse makinenin değerli kaynaklarını böyle bir kimlik tanımlama sistemiyle doldurmak istemezdi.”

İşin ironik yanı, şifrelerin öncülüğünü yapan MIT araştırmacıları güvenliği hiç önemsememişlerdi. CTSS belki de veri hırsızlığı yaşanan ilk sistemdi. 1966 yılında bir gün, yazılımda meydana gelen bir hata sonucu sistemin açılış mesajıyla beraber daha önce sisteme giriş yapmış olan tüm kullanıcıların şifreleri geldi ekrana. Fakat asıl hikaye bu da değil. Olaydan 25 yıl sonra, 60′lı yıllarda MIT’de doktora araştırmacısı olan Allan Scherr, tarihte dosyalanan ilk şifre hırsızlığını bakın nasıl anlatıyor…

Şifreleri böyle çalmışlar…

1962 ilkbaharında, Scherr CTSS kullanma saatini artırmak için bir yol arıyordu. Normalde haftada 4 saat kullanmasına izin veriliyordu fakat bu süre onun yeni bilgisayar sistemi için tasarladığı detaylı performans simülasyonunu çalıştırabilmesi için yeterli değildi. O da basitçe, sistemde saklanan bütün şifreleri yazdırdı.

“Dosyaları çevrimdışı yazdırmanın tek yolu delikli kartları kullanmaktı. Cuma gecesi geç bir saatte şifre dosyalarının yazdırılmasını komut verdim ve Cumartesi sabahı çok erken bir saatte çıktıların bulunduğu dosya dolabına gidip listeyi aldım” diyor Scherr.

Suçu etrafına dağıtmak için Scherr şifreleri diğer kullanıcılara da dağıtmış. O kullanıcılardan biri- J.C.R. Licklieder- gecikmeden bilgisayar laboratuvar şefi Robert Fano’nun hesabından giriş yapıp, arkasında “iğneleyici mesajlar” bırakmış.

Alıntı : veteknoloji.com

İnternete devlet filtresi sansür korkusunu artırdı

Ağustos ayında hayata geçmesi beklenen ‘internete devlet filtresi’ne karşı ‘sansür’ mü gereklilik mi tartışması başladı. Uzmanlar çocukların korunmasının şart olduğunu söylüyor ancak hangi sitelere filtre geleceği ve bunu kimin yapacağı merak ediliyor.

Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek, sanal ortamdaki tehditlere dikkat çekerek “13 yaşından küçük hiçbir çocuk sosyal paylaşım sitelerini (MSN ve Facebook) gibi kullanmamalı” açıklamasına katılan da oldu, karşı çıkan da. Bu açıklama 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek olan ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ‘nun (BTK) şubat sonunda onayladığı “İnternetin Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı”nı gündeme getirdi. Taslak yasalaşırsa her internet kullanıcısı, aile paketi, çocuk paketi, yurtiçi paketi veya standart paket abonesi olmak zorunda kalacak. Tüm aboneliklerde ise filtreleme uygulaması bulunacak. Taslağa ilişkin uzmanlar ise sosyal paylaşım sitelerinin çocuklara yönelik yasaklanmasına farklı bakıyorlar. Uzmanlar konu hakkında şunları ifade ediyorlar:

“Yasak yerine aileler kontrol etmeli”

Pedagog Dr. İnci Vural: “16 yaşından küçük çocuklar internette güvenli olmayan ve kontrolsüz bilgilere ulaşıyorlar. Çocukların internette sosyal paylaşım sitelerini uzun süreli kullanımları birçok ailenin de işine geliyor. Bu faaliyeti bir nevi çocuk bakıcısı ya da zaman geçirme unsuru gibi görüyorlar. Oysa çocukların sosyal paylaşım sitelerini kullanımının uzaması başta asosyallik olmak üzere çok sayıda olumsuz etkiye sebebiyet veriyor. Çocuklara bu fırsat verilirken devlet değil ancak aileler tarafından kontrolün sağlanması gerekir.”

“TİB yükümlülükler getirmeli”

Bilişim Suçları Avukatı Ali Osman Özdilek: “Ülkemizde aileler ve çocuklar internet güvenliği konusunda kuvvetli bir bilince sahip olmadıkları için TİB 13 yaşından küçük çocukların MSN kullanmasının ve 9-16 yaş arası çocukların Facebook kullanımlarının önüne geçebilir. TİB bu yönde bir oluşum kurup ailelerin gönüllü katılımını da sağlamalı. Ancak bu konu ailelerin insafına bırakılamayacak kadar önemli. TİB, MSN’nin sunucusu olan Microsoft firmasına ve Facebook firmasına bu konuda yükümlülükler getirmelidir.”

“Yasaklamanın caydırıcılığı var”

Pedagog Sevil Gümüş: “Sosyal paylaşım siteleri çocukların asosyalleşmesinden de öte ‘Pedofili’ yani sübyancılar içinde yeni bir alan niteliğinde dolayısıyla çocuklar ciddi suiistimallerle karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu tür siteler aileler tarafından evlerde aile koruma programlarıyla filtreleniyor ancak çocuklar bu filtreleri kaldırabiliyorlar. Yapamadıkları taktirde de bu defa internet kafelere gidip yine bu sitelere ulaşabiliyorlar. Youtube örneğinde de yaşandığı gibi devletin interneti yasaklaması çocukların sitelere ulaşımını engellemiyor.”

“Çocuk Koruma’ kılıfı altında tespit”

Adli Bilişim Uzmanı. Avukat Mustafa Gökhan Ahi:“İnternette suiistimalin önüne ancak toplumsal eğitimle geçilir. Çocukların örneğin Facebook’ta kimlerle ne görüştüğü ve ne gibi içerikleri paylaştığının sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekiyor. Genel bir yasak ve filtreleme ile sitelerin yasaklanması doğru bir önlem değil. Elbette çocukları koruyalım ancak korumayı ailelere bırakmamız lazım. Bu uygulama ‘çocukları koruma’ kılıfı altında vatandaşların hangi sitelere ne kadar girdiğinin devlet tarafından tespit edilmesidir.”

“Görülmüş sistem değil”

Bilişim Hukukçusu Doç. Dr. Yaman Akdeniz:“BTK’nın almış olduğu bu karar ile Türkiye’nin sansür altyapısı kurulmaya çalışılıyor. Her ne kadar bu bir güvenli internet paketi olarak sunulsa da kullanıcıları koruma adı altında ortaya çıkmış bir sansür sistemi. Filtreleme sistemleri yeni değil. Standart paket altında ne gibi uygulamalar yapılacağı belli değil. Hangi siteler serbest olacak, hangileri filtrelenecek bilmiyoruz. Buna devlet karar verecek. Girebileceğimiz siteleri devlet belirleyecek. Üstelik BTK maddelerinden bir tanesine göre filtreleri kırmaya çalışanların tespit edilmesi söz konusu.”

Haberin Orjinali :
http://haber.gazetevatan.com/internete-devlet-filtresi-sansur-korkusunu-artirdi/371424/43/Teknoloji